CHP Tekirdağ Milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Merkez’de MYK gündemine dair düzenlediği toplantıda, hükümetin “Hazine’ye tek kuruş yük getirmeyecek” diyerek pazarladığı Kur Korumalı Mevduatın “elde avuçta ne varsa yiyip bitiren hayırsız evlada” dönüştüğünü savundu. 
Öztrak, “Geçen yıldan bu yana KKM nedeniyle Hazine’nin kasasından çıkan para 152 milyar lira. Bir de Merkez Bankasının kasasından çıkanlar var. Bu sır gibi saklanıyor. Merkez Bankası bilançosu verilerinden anladığımız, KKM’ın Merkez Bankası’na yani devlete zararı 17 Ağustos itibariyle 565 milyar lira. Yani KKM için bugüne kadar toplam 717 milyar lira ödemişiz. Ortada çok büyük bir yıkım var” ifadelerini kullandı. Hükümetin bu hafta sonu KKM ile ilgili aldığı kararları, “parça parça, bölük pörçük işler” diye niteleyen Öztrak, yapılması gerekenin öncelikle KKM’nin maliyetini açıkça ortaya koymak, ardından orta vadeli bir çıkış stratejisi hazırlamak olduğunu söyledi.Öztrak, bu stratejinin bütüncül bir makroekonomik programın içine yerleştirilmesinin de şart olduğunu vurgulayarak, “Bunları yapmadan alelacele aldığınız kararlarla dün ak dediğinize, bugün kara diyerek, piyasalarda belirsizliği ve huzursuzluğu daha da arttırmaktan başka bir şey yapamazsınız” uyarısında bulundu. Öztrak ayrıca, hükümetin hatalı politikası nedeniyle bankalarda mevduat dolarizasyonunun Cumhuriyet tarihi rekorunu kırarak yüzde 70’e dayandığına dikkati çekti.

Öztrak, şunları söyledi:

“Önceki seçimlerde ekonomiyi iyi göstermek için milletin 128 milyar dolarını yakmışlardı, bu seçimden önce de milletin 199 milyar dolarını daha arka kapı operasyonlarıyla buharlaştırdılar. Devlet yönetimi böyle, afet yönetimi böyle, ekonomi yönetimi de onlardan hiç farklı değil… Güya “Model” dediler. Faiz takıntısıyla ekonominin tüm dengelerini alt üst ettiler. “Faiz inince, enflasyon da iner” diyerek akıldan, bilimden uzak safsataların peşine takıldılar. Faiz talimatla inince hem kur, hem enflasyon patladı. Bu defa adına “liralaşma” dedikleri bir başka safsatayla, TL mevduatı, dövize endeksleyiverdiler. Faizden kaçarken dolarizasyona yakalandılar. Hortlattıkları enflasyon, milli paramızı pul etti. Paramızın “değer saklama” işlevini bitirdi. Rahmetli Turgut Özal’ın, “İnşallah gençlerimiz bundan ders alır. Bir daha böyle hesapsız kitapsız hatalar yaparak, gelecek nesilleri zor taşınan yük altına sokmaz” diyerek kaldırdığı, bu ülkeye çok büyük bedeller ödeten, Dövize Çevrilebilir Mevduat’ı modifiye ettiler. “Kur Korumalı Mevduat” deyip yeniden getirdiler. Sonuç? Sonuç işte bu: Bu Mevduat Dolarizasyon Grafiği. Dolarizasyon yüzde 70’e dayanmış. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek seviyesine çıkmış. Biz böyle bir tabloyla ne 1990’larda, ne de 2001 krizi zamanında karşılaştık”

KKM’NİN GÖRÜNEN FATURASI 717 MİLYAR TL

“Ama biz bunların olacağını söyledik. Hükümeti defalarca uyardık. Ve geldiğimiz noktada ne yazık ki biz haklı çıktık. Elbette bundan hiç mutlu değiliz. 11 Ağustos itibariyle Kur Korumalı Mevduat bakiyesi, 125 milyar dolara ulaştı. “Hazine’ye tek kuruş yük getirmeyecek” diyerek pazarladıkları KKM, elde avuçta ne varsa yiyip bitiren hayırsız evlada dönüştü. Geçen yıldan bu yana KKM nedeniyle Hazine’nin kasasından çıkan para, 152 milyar lira. Bir de Merkez Bankasının kasasından çıkanlar var? Ama bunun ne kadar olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Çünkü burada şeffaflık yok. Devlet sırrı gibi saklıyorlar. Millet iradesinin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bile bilgi vermiyorlar. Merkez Bankası bilançosu verilerinden anladığımız, KKM’ın Merkez Bankası’na yani devlete zararı, 17 Ağustos itibariyle 565 milyar lira. Ortada çok büyük bir yıkım var. Yani KKM için bugüne kadar 717 milyar lira ödemişiz.”

BANKA FAİZLERİ FIRLAYACAK, SÜPER MEVDUAT GELİYOR

“İşte daha birkaç hafta önce Merkez Bankası’nın yeni başkanı, TL mevduat faizlerinin düşmesini alkışlıyordu. “TL mevduat faizi, politika faizine yaklaşmalı” diyordu tamam. Ama şimdi bu hafta sonu aldıkları son kararlarla, TL mevduat faizleri hızla artmak zorunda. Bu kararı uygulamak için yani KKM’den TL mevduatına geçilmesini sağlamak için bankalar KKM mevduat sahiplerini çok yüksek faizli mevduatlarla TL mevduata dönmeye, ikna etmeye çalışmak zorundalar. Yani bir çeşit “süper mevduatlar” geliyor diyebiliriz. Mevduat faizlerinin yükselmesi demek, banka açısından para toplamanın maliyetinin de yükselmesi demek. Bankalar hayır müessesi değil. Bunu bir yerden çıkaracaklar. Bankaların verdiği hizmetlerin ve vatandaşa verecekleri kredilerin ister istemez faizleri yükselecek. Ve ben bir şey söyleyeyim. Önümüzdeki dönemde krediye ulaşmak bugünkünden çok daha maliyetli olacak.”

BANKACILIK SİSTEMİNİN TELLERİ GERİLECEK

“Suni teneffüsle ayakta duran zombi şirketler için, borç yükü altında ezilen, “Ali’nin külahını Veli’ye Veli’nin külahını Ali’ye giydirerek” geçinmeye çalışan aileler için hayat çok daha zorlaşacak. Piyasada çekler bankalardan dönmeye başladı. Finansman sıkıntıları her zeminde dillendiriliyor. Ticari krediler için bir düzenleme yapılmazsa, iş insanları daha da daralacak. Ödeme zincirleri kopma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. KKM’den Türk Lirası mevduata geçiş hedefini tutturamayan bankalar düşük faizli Hazine kağıtlarını almaya zorlanacak. Böylece, bankacılık sisteminin telleri daha fazla gerilecek. Bundan sonra yapılan her baskı telin kopma riskini artıracak.”

CUMA GÜNÜ BANKACILIK HİSSELERİNDEKİ DÜŞÜŞ “BIYIKLI YATIRIMCININ” İŞİ Mİ?

“Bu arada bir hususunda altını çizmek ve sormak istiyorum.  Bu kararın öncesinde Cuma günü banka hisselerinde yaklaşık 400 puanlık bir düşüş yaşandı. Bu düşüşün arkasında, bazı “bıyıklı yatırımcıların” kararı önceden haber alarak harekete geçmesi söz konusu mudur değil midir? Bu konuya hızla açıklama getirilmesi gerekiyor. Güveni sağlamak, bankacılık sektöründe tansiyonu daha fazla yükseltmemek için bunu hemen yapmak şart.”

TUTARLI BİR PROGRAM GEREKİYOR

“Bir ekonomi yönetiminin kredibilitesi, söyledikleriyle, yaptıklarının uyumlu olmasına bağlıdır demiştim. Söz ile eylem uyumlu değilse, güveni sağlayamazsınız. Ne yazık ki bu ülkede en hızlı harcanan makam, Merkez Bankası başkanlık makamı oldu. Son beş yılda, beş Merkez Bankası başkanı gördük. Onun için biz yeni başkana da, yeni Hazine ve Maliye Bakanı’na da buradan sesleniyoruz: Artık daha fazla zaman kaybetmeyin. Herkese güven verecek tutarlı bir programı milletin önüne koyun. Faturayı milletin sırtına yüklemekten artık vazgeçin. Bu programın içerisinde, KKM’yi nasıl tasfiye edeceğinizi milletle bir paylaşın. Söz verdiğiniz gibi “şeffaf” olun. Hesap vermekten kaçmayın.”

BU TABLO ORTADAYKEN KİMSE TÜRKİYE İYİ YÖNETİLİYOR DİYEMEZ

“Bu yılın ikinci çeyreğine ait verilere göre işsiz sayımız son iki çeyrekte 1 milyon artmış, 9 milyona dayanmış. Resmi verilere göre 1 milyon 671 bin kişi iş bulma umudunu yitirdiği için iş aramıyor. TÜİK’e göre çalışma çağındaki nüfusun yarısı işgücüne dahil değil. Taşı sıksa suyunu çıkaracak 2,5 milyon genç, “Ev genci” olmuş evde oturuyor. Anasının babasının eline bakıyor. Hala 1 milyon civarında üniversite mezunu işsiz, kendisine hayata tutunmasını sağlayacak bir iş arıyor. Bu, iyi yönetilen bir ekonominin tablosu olabilir mi? Tabi ki olamaz. Bu ülkede 4 milyonu aşkın hane elektrik faturalarını karşılamak için bile yardıma muhtaçsa, burada kimse iyi bir ekonomi yönetiminden bahsedemez.”

PARASI OLAN KÖŞEYİ DÖNMÜŞ, OLMAYAN EZİLMİŞ

“Credit Suisse diye bir banka var onun son raporuna göre Türkiye geçen yıl dolar kurunun en çok arttığı, borsanın ve ev fiyatlarının en çok arttığı, özetle parası olanın en çok köşeyi döndüğü olmayanın ise en çok ezildiği ülke olmuş. En zengin yüzde 1 toplam servetin yüzde 40’ına, en zengin yüzde 10 servetin yüzde 70’ine sahip. Hal böyleyken kimse, “Ekonomi iyi gidiyor” diyebilir mi? Derse yalan söylemiş olur. Aynen seçim öncesinde bu iktidarın yaptığı gibi…”

HEPİMİZ MİHENK TAŞINA VURULACAĞIZ

“2023’te başlayan seçim sürecinin son durağı, önümüzdeki yıl Mart sonunda yapılacak yerel seçimlerdir. Geçtiğimiz seçimde yaşan adaletsizlikler, har vurup harman savrulan devlet imkanları, sahte videolarla yapılan sahtekarlıklar ve ekonomiyle ilgili söylenen yalanlar bir bir ortaya çıkıyor. Zam ve zulüm furyası insanları ezip geçiyor. Mayıs ayında seçimi kazanamadık. Buna çok üzgünüz. Ama diğer taraftan da 25,5 milyon seçmen, Genel Başkanımıza oy verdi. Her iki seçmenden birinin iradesine sahip çıkmak durumundayız. Bu süreçte özellikle parti yöneticileri olarak bizlerin, duygusal kopuşlara, melankoliye kapılma lüksümüz yok. Ayaktayız, kongrelerimizde örgütlerimizi, üyelerimiz ve delegelerimiz yeniliyor. Genel Merkez olarak, demokratik süreçlerin tastamam işlemesini, üyelerimizin tercihlerinin yönetimlere, eksiksiz yansımasını sağlamak için gereken her şeyi yapıyoruz. Sonunda hepimiz partimizin üye ve delegelerinin mihenk taşına vurulacağız. Karar neyse başımızın üstüne koyup bütün gücümüzle yerel seçimlerde tarihi bir zafere imza atmak, Erdoğan’ın zammına zulmüne dur demek için çalışacağız.”

HEDEFİMİZ TÜM BÜYÜKŞEHİRLERİ ALMAK

“Onun için 29 Mayıs sabahı ilk sözü, “İstanbul’u alacağız” olmuştur. Biz de hedefimize mahalli idare seçimlerinde tarihi bir zaferi koyuyoruz. Tüm büyükşehirleri almayı hedefliyoruz. Kadim şehrimiz Konya’yı da alacağız diyoruz.”

Gazete Bakış Haber Merkezi