Perinthos Antik Kenti'nde 2021 yılında yeniden başlatılan kazılarda kentin tarihinin sanılandan çok daha eskilere dayandığı tespit edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı tarihçi Yahya Coşkun, antik kente ilişkin, "2021 yılında kazı çalışmalarına başladığımız Tekirdağ Marmaraereğlisi’ndeki Perinthos’ta kısa zamanda çok önemli bulgulara ulaştık. Şimdiden kentin tarihi, bilinenin aksine, binlerce yıl öncesine uzandı" ifadesini kullandı.
Yahya Coşkun, Perinthos Antik Kenti’ndeki kazılarda bilimsel olarak çok muazzam, çok önemli buluntuların ortaya çıkarıldığını ifade etti.
Şimdiden bölgenin tarihini binlerce yıl erkene çeken, binlerce yıl geriye götüren bir buluntuya rastladıklarını aktaran Coşkun, “Biz öncelikle bilimsel amaçlı kazı yapıyoruz. Çünkü biz arkeolojik bulgulara aslında geçmişe dair sorular soruyoruz. Bu sorular bize cevap veriyor ve nihayetinde arkeoloji dediğimiz, aslında bütün bu anıtların, taşların konuşturulmasıdır. Sorduğumuz sorulardan aldığımız cevaplarla, şu anda biz Marmaraereğlisi ve Tekirdağ geçmişini binlerce yıl geçmişe götürebildik. Onun için Perinthos, daha çok yeni bir kazı olmasına rağmen bugüne kadar yaptığı çalışmalarla hocamız ve arkadaşlar bilimsel bilgiye ilk anda ulaşmış durumda” dedi.
Muazzam bir kent
Bölgede daha uzun yıllar kazı yapılmasının planlandığını anlatan Coşkun, şunları kaydetti:
“Kazmak sadece arkeolojinin bir parçası, bulmak sadece arkeolojinin bir parçası. Belki bundan sonra bulduğumuz buluntuları işlemek, onları bilgiye çevirmek ve onlardan anlamlı veriler üretmek asıl amacımız. Önümüzdeki yıllarda bu bilgiler, buluntular arttıkça, kazdığımız alanlara erişim daha kolay hale geldikçe, turistik anlamda bilimsel bilgi sadece bu bölgeden değil, Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden insanlar buraya gelecek. Çünkü şu anda bulunduğumuz yer, özellikle Traklar ile ilgili en önemli duraklarımızdan bir tanesi. En çok veriye, en çok görüntüye ulaşabileceğimiz yerlerden biri, o yüzden bu bölge açısından muazzam bir kentin içerisindeyiz. Dediğimiz gibi önümüzde çok uzun yıllar var. Biz de her an kazı ekibiyle, kazı başkanlığımızla birlikte, İl Kültür Müdürlüğümüzle, Bakanlığımızla çalışmaya devam edeceğiz. Her arkeolojik çalışma muhakkak şehre etki eder. Bu bilimsel verilerden sonra turizme geçtiğimiz bu belde, uğrak noktalardan bir tanesi olacak. Kentin gelişimine muhakkak katkılar sunacak. Ama her bir arkeolojik kent, kendi özelinde ele alınmak durumundadır. Her birisi kendi hikayesini doğuracak, kendi hikayesini üretecek.”
“Oturma sıralarına ait izlere ulaştık”
Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Koçel Erdem ise antik kentte şu anda sahne binasını kazdıklarını belirterek, “Aşağı yukarı eksi 4,5 metre kotunda oturma sıralarının arasında yer alan basamaklarla oturma sıralarına ait izlere ulaştık” dedi.
Erdem, kazılar ve antik kente ilişkin şu bilgeleri verdi:
“Kent çok büyük. Hakimiyet alanıyla birlikte sadece bu akropol, 1,5 kilometre uzunluğunda 500 metre genişliğinde muazzam bir alan. Güzelliği, bizim için enteresan oldu, hiç dokunulmamış olması, bu da maliye hazinesi olduğu için birinci derecede arkeolojik site olduğu için korunmuş, çok iyi korumuş. Dolayısıyla her gelen bizim için çok yeni. Geçen sene başladık ve her gün tiyatroyla ilgili bir şeyler geliyor, bu da bizi çok mutlu ediyor. Tiyatro bir Yunan tiyatrosu tipinde, yamaca dayalı muazzam büyüklükte. Anadolu’nun büyük tiyatroları ile boy ölçebilecek kadar büyük. Örneğin 140’a 110 metre ölçüleriyle, bu yaklaşık olarak söylüyorum bir Efes Tiyatrosu kadar büyük bir alan kaplıyor. Ne kadar oturma sıraları yerlerinde olmasa da oldukça anıtsal ve propagandist, Marmara Denizi’ne hakim muazzam bir manzarası var, Asos Tiyatrosu’na benzetiyorum. Şimdilik bulgularımız en erken imparatorluk döneminde kullanıldığı süslemeler ve ele geçen seramiklerden. Sanıyorum, 6’ncı yüzyıla kadar, 7’nci yüzyıl başına kadar kullanılmış. 7’nci yüzyıl başından itibaren de terk edilmiş. Şimdiki bilgilerimiz bu. Şimdi sahne binasında kazıyoruz, aşağı yukarı 4 tane sondajımız var. Bu 4 sondaj da yaklaşık eksi 4,5 metre kotunda oturma sıralarının arasında yer alan basamaklarla oturma sıralarına ait izlere ulaştık. Bu da çok sevindirici”
Muhabir: Serap Cömertoğlu İşcan