Önyargı, bir kişi ya da olaya ilişkin yeterli bir bilgi edinmeden, önceden peşin bir karara varmış olma durumudur. Genel ve özel kullanımlarında bir taraf tutma biçimidir. Bir ideolojik fikri veya bakış açısını koşulsuz denetlemek anlamında kullanılır. Yetersiz, duygusal ve içsel kanıtlara dayandırılarak oluşturulan kalıp yargılardır.

Önyargılar bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. Bilinçli önyargılar kişilerin bilerek sahip olduğu ve kendilerine göre mantıklı gerekçeleri olan yargılardır. Bilinçsiz önyargılar ise toplumun küçüklükten itibaren kulağımıza fısıldadığı her kelime ve sunduğu her olay ve resim bu önyargılarımızın temel taşlarını oluşturur. Zira önyargılar insanların düşüncesizliği ve bilinçsizliğine bir kılıftır. Onun için insanlar yaşamları boyunca yüzlerce olay ve insanla karşılaşırlar. Bu insanların bir kısmıyla iyi diyaloglar kurup uzun yıllar uyumlu ve samimi ilişkilere devam ederler. Bazıları ise tam tersine bir durum söz konusudur. Bu insanları tanımadan ve bilmeden aralarına bir duvar örerek uzak dururlar. Bunların kendince bir çok sebebi olabilir. Ancak işin özü önyargılardır. Önyargılar ‘’zihnimizin at gözlükleridir.’’ Hayatımıza giren her insan ve başımıza gelen her olayın bir nedeninin olduğunu bilmemiz lazım.

Zira hiçbir şey nedensiz ve amaçsız olmaz. Önyargılar içimizdeki sis gibidir. Yolumuza çıkan tüm iyi ve güzel olan şeyleri saklayan bir duygu durumudur. Önyargılar bu özellikleriyle toplumu bölen, sınıflara ayıran, kişileri ve fikirleri ötekileştiren olumsuz tutumlardır. Bu duygu durumu biz olmanın önündeki en büyük engeldir. Einstein’ın dediği gibi; ‘’önyargıyı ortadan kaldırmak, atomu parçalamaktan daha zordur.’’ En adaletsiz yargı önyargılarımızdır. Çünkü önyargılar davranışa dönüşürse dışlama ve ötekileştirme bir süre sonra nefret söylemini ve davranışlarını doğurur. Bu da insanlığa yakışmayan üzüntü verecek olaylara neden olur. Önyargılar her koşulda uzak durulması gereken davranış biçimleridir. İnsan ilişkilerinde ve olaylarda evrensel değerleri kıstas almalıyız. Sevmeseniz de saygı duymayı bilmeliyiz.

Sonuç olarak eğer iyi insan olmanın ‘’dili, dini, ırkı, cinsiyeti olmaz’’ anlayışı ile yaşayabilirsek bu önyargılarımızdan kurtulmuş oluruz.